13 Ekim 2014 Pazartesi

Eski Korece’de Türkçe Ödünç Kelimeler



Han-Woo Choi ∗ Korece’de pek çok Altay’ca ödünç kelime bulunmaktadır. Bunların esas olarak iki ayrı dönemde Korece’ye girdikleri kabul edilmektedir. Korece’deki Altay’ca kelimelerin çoğu 13. yüzyılın orta-larında, Kore’deki Moğol egemenliği döneminde ödünçlenmiştir. Ayrıca Kore tarihinin daha erken dönemlerinde, ilk veya eski Korece döneminde de ödünçlenmiş çok sayıda Altay’ca kelime bulabiliriz. Bu Altay’ca ödünç kelimelerin çoğunun Türkçe kökenli olması ilginçtir. Bu yazı eski Korece'deki Türkçe ödünç kelimelerle ilgilidir.

Korece ile Türkçe arasında köklü bir genetik münasebetin söz konusu olduğu hakkında birçok görüş ileri sürülmüştür. Bu görüşler söyle özetlenebilir; Moğolca, Türkçe ve Mançu-Tunguz’ca birbirine en yakın diller olarak bir Altay dil ailesini oluşturmaktadır ve Korece’nin de bu birliğe dahil edilebilme ihtimali çok büyüktür. Korece konusuyla en çok ilgilenen Batılı bilim adamları Ramstedt ve Poppe olmustur. Bu iki bilginin konuyla ilgili görüşleri arasında bazı farklılıklar vardır. Ramstedt Korece ile diğer Altay dilleri arasındaki genetik ilişkiden söz ederken Korece’yi diğer Altay dilleri ile ayni ölçüde yakın bir dil say mistir. Fakat onun öğrencisi Poppe, Korece’nin Altay dil birliği içindeki yeri konusunda bazı şüpheler taşır. Ona göre Korece'nin bir Altay dili olma ihtimali yüksektir; ancak Korece bir Altay dili ise Altay dil ailesinden, yani Proto-Altay dilinden en erken ayrılan dil olmalıdır. Bundan dolayı Korece diğer Altay dillerinden biraz uzak kalemistir. Bu konu hakkindaki benim görüşüm ise sudur: Korece kesin bir şekilde Altay dil ailesine mensuptur ve Altay dilleri içinde en çok Türk diline yakındır.

Şimdiye kadar yapılmış araştırmalar dışında, kendi araştırmalarımın sonucu olarak Korece ile Türkçe arasında 180’e yakın yeni ortak kelime ve 90’a yakın ortak ek bulunmuştur. Üstelik bu ortak unsurların çoğu yalnız Türkçe ile Korece arasında değil, Moğolca ve Mançu-Tunguz’ca gibi diğer Altay dillerinde de mevcuttur. Ortak kelimeler bir yana bırakılırsa, çalışmalarımdan elde ettiğim ortak unsurlar şunlardır; İsim yapma ekleri 37, fiil yapma ekleri 14, hal ekleri 9, zamirler 8, sıfat fiiller 5, zarf fiiller 12, çoğul ekleri 2. (Choi 1989). Öte yandan, Türkçe ile Korece arasında birçok ödünç kelime de bulunmaktadır. Türkçeden Korece’ye yapılmış ödünçlemeler iki ayrı tarihi dönemde meydana gelmiştir; Birincisi ilk Kore devletlerinin teşkil edilmesi ve gelişmesi sıralarında, yani aşağı yukarı M.Ö. 2. yüzyıldan önceki asırlarda, ikincisi ise M.S. 13. yüzyılda Moğol İmparatorluğu’nun Kore’yi idare ettiği yıllarda Moğolca vasıtasıyla gerçekleşmiştir. Bu makalede ilk Kore devletleri devrinde Türkçeden Korece’ye geçmiş ödünç kelimeler üzerinde duracağım. Bilindiği gibi milattan önceki asırlarda Kore’nin ilk devleti olan Kocoson ile Proto-Türkler olarak bilinen Hunlar arasında coğrafi ve kültürel açıdan oldukça sık münasebetler olmuştur. Bu iki devlet ve bunlardan sonra kurulan devletler de bir Altay kavimler birliği halinde Çin’e karşı savaşmışlardır. Bu sıralarda ve ondan önceki dönemlerde Korece ve Türkçe arasında hem kültürel hem de söz varlığı anlamında ödünçlemeler olmuştur. Kore devletinin ilk devirlerinde Türkçeden Korece’ye geçmiş kelimeler.
[Resim: america158nl8jk1.gif]
(Bu Mesaj 20-05-2012 3:09 değiştirilmiştir. Değiştiren : raybak.)
12-02-2008 22:20
 Tüm Mesajlarını Bul
hiraru  Dışarıda
♥TATW & ASOT♥
*
Member : 회원

Mesajlar: 9,739
Üyelik Tarihi: 13-02-2007
Rep Puanı: 737
Mesaj: #2RE: Eski Korece’de Türkçe Ödünç Kelimeler
bademd Yazilan

1) Ko.ori “ördek”: Orta Korecede orh ve orhi olarak iki sekli vardir. Bu kelimedeki /h/, epithesis ses olayi sonucu ilave edilmis bir ünsüzdür. Ayrica orhi seklinin sonunda bulunan /i/ ünlüsü Korecede sik görülen isimden isim yapma ekidir. Modern Korecesi ise ori seklindedir. Öte yandan, bu kelime Yakutçada uzun ünlülü olarak o:r seklinde bulunmaktadir. Eski Uygurcada ördek “ördek” kelimesi vardir (Ligeti 1966: 190). Clauson (1977: 205), bu kelimenin or- “yüksek yere çikmak” fiili ile isim yapma eki –dek gibi iki ayri morfemden meydana gelmis oldugunu iddia etmistir. Fakat, bildigimiz gibi Türkçede –dek seklinde bir isimden isim yapma eki bulunmamaktadir. Bana göre bu, Türkçe ör ile bilinmeyen bir dilden geçmis -dek kelimesinden olusmus ve hendiadion olarak kullanilmistir.

(2) Ko. turumi “turna”: Bu kelime Eski Türkçeden Koreceye geçmistir. Eski Türkçede turunya, Orta Türkçede turna seklindedir. Kipçakça, Kumanca, Osmanlica gibi tarihi Türk dillerinde de ayni sekilde geçmektedir. Azerice ve Türkmencede ise durna seklindedir. Öte yandan, Yakutçada bu kelimeturuya seklindedir ve bu Tunguzcaya da geçmistir: Evk. turuya. Bu kelime Japonca tarafindan da turu seklinde ödünçlenmistir.

(3) Ko. bora “kar firtinasi”: Korecede bu kelime yalniz nunbora “kar firtina” (nun“kar”) kelimesinde bulunmaktadir. Bu kelime ilk defa Orhon Türkçesinde bor “karfirtinasi, siddetli yagmur” seklinde bulunmaktadir. Çagatayca'da boragan seklindedir ve bu Mogolcadan geçmistir. Bugünkü Türk lehçelerinde de bu kelime bulunmaktadir; Trkm. bo:ran “id”leri., Kzk. boran “id”leri., Tuv. bora:n “id”leri., Tat. buran“id”leri. Fakat bunlarin hepsi Mogolcadan geçmistir. Çok ilginçtir ki Anadolu Türkçesinde bora sekli kullanilmaktadir ve bu sekil Eski Türkçe bor sekline paragoge ses olayiyla sonuna ünlü ilave edilerek meydana gelmistir. Öte yandan, Anadolu Türkçesinde Mogolcadan geçmis boran sekli de bulunmaktadir. Bu kelime Mogolca ve Tunguzcada da bulunmaktadir; Mo. borogan “yagmur”, Lam. burkun“kar firtinasi”, Evk. burkan “id”leri. Bu kelime Yakutçadan Evenkiceye geçmistir; Yak. burxa:n “kar firtinasi”. Poppe’ye (1960: 21) göre Mogolca borogan,burugan’dan gelismistir. Poppe bu kelimeyi Türkçe bur- fiili ile karsilastirmis-tir. Fakat Poppe’nin bu görüsü yanlistir, çünkü Kazakça ve Kirgizcada Mogolcadan geçmis boran kelimesinin yaninda bora- fiili bulunmaktadir. Bu fiil, isim isim bor ile isimden fiil yapma eki –a-’dan meydana gelmistir.

(4) Ko. cokha “yegen”: Bildigim kadariyla bu kelime Mogolca ve Mançu-Tunguz dillerinde görünmemekte ve yalniz Orhon Türkçesinde çiqan seklinde bulunmaktadir.

(5) Ko. tonga “kuvvetli, kalin ve güçlü halat”: Bu yalniz tongacur “kuvvetli halat” kelimesinde görünmektedir. Eski ve Orta Türkçede tonga oldukça sik görünmektedir. Bu kelime Kasgarli Mahmud’un lugatinda “kaplan”, Clauson’a (1972: 515) göre “kahraman”, Ibnü Mühenna’ya göre ise “kuvvet-li” anlamindadir. Öte yandan bu kelime Çince kaynaklarda da d’ung-ngaolarak geçmektedir. Bu kelime büyük ihtimalle Mançu-Tunguzca yoluyla Koreceye geçmistir.

(6) Ko. w∋ri “iri köpek”: Bu kelime Kore’nin güney eyaletinde kullanilmak-tadir. Bu Eski Türkçe böri “kurt” ile aynidir ve Türkçeden Koreceye geçmis-tir. Yenisey Ostyak ve Rus dillerine de geçmistir.

(7) Ko. toksuri “dogan”: Bu kelime disinda Korecede “doganin bir çesidi”ni ifade eden ve suri ile yapilmis iki kelime daha vardir: surimae (<*suri + mae“dogan”) ve surisae (< suri + sae “kus”). Öte yandan, anlami belli olmayan suri tek basina hiç kullanilmamaktadir. Fakat bu örneklerden toksuri kelime-sinin tok ve suri seklinde iki kelimeden meydana gelmis oldugu anlasilmak-tadir. Korece tok kelimesi Türkçe “dogan” anlamindaki togan (<*tok+kan) kelimesinde yasamaktadir. Türkçe togan kelimesi *tok ve kökeni belli olma-yan *kan seklinde iki kelimeden meydana gelmis ve hendiadion olarak kul-lanilmistir. Türkçe *tok ise büyük ihtimalle proto veya eski Türkçeden Koreceye geçmistir.


8) Ko. kåo “uyuyan kisiyi bastiran kötü ruh”: Bugünkü Korecede bu kelime kawi seklindedir. Orta Türkçe Oguz diyalektinde “kötü ruha tutulmus hal” anlaminda kowu ve kowuz sekli vardir. Kasgarli Mahmud’un lugatinde bu kelime hakkinda ilginç bir izah vardir; Kötü ruha tutulmus adamdan kötü ruhu kovarken soguk suyu adamin yüzüne döküp “kowu! kowu!” diye bagi-rirlarmis. Clauson (1972: 581) ve Dankoff’a (1985: 144) göre bu kelime “kovmak” anlamindaki Türkçe fiil kow-’dan gelismistir. Fakat bu görüs pek inandirici degildir. Çünkü Türkçede fiilden isim yapma eki –u veya –uz nadir görünmektedir ve istisnasiz olarak geçisli fiillerle kullanilmistir. Bunun di-sinda semantik bakimdan da pek ilgili görünmemektedir. Bence iki ihtimal vardir: birincisi, isim olan kowu’ya küçültme eki –ç gelmis olmasi; ikincisi, isim olan kow ile “uçmak, yok olmak” anlamindaki uç- fiilinin beraber kul-lanilmis olmasi. Ikincisi kow uç! “kötü ruh! yok ol!” anlamindadir. Öte yandan, Korece sekil kawi, arkaik sekil kåw’e isimden isim yapma eki –i’nin eklenmesi ile sonradan gelismistir.

(9) Ko. tark “tavuk”: Bu Eski Uygurca ve Orta Türkçe takigu “evcil kus” ile aynidir. Bu kelime tak ve –gu seklinde iki morfemden meydana gelmistir. Clauson (1972: 587), –gu’nun Eski Türkçe hayvan isimlerinde sik sik rastla-nan –ga ile ayni isim yapma eki oldugunu söylemistir: Trk. kaburga “bay-kus”, torga “tarla kusu”. Fakat, bence –gu’nun Çince bir ödünç kelime olma-si ihtimali büyüktür (Karl. 126). Türkçe takigu, taki ve gu seklindeki iki kelimenin ikileme olarak yanyana kullanilmis seklidir. Eski Türkçe taki bi-çimi, /r/ ünsüzünün düsmesi ve sonda /i/ sesi türemesiyle ortaya çikmistir. Korecenin sivelerinde /r/ düsmesiyle /tak/ seklinde kullanilis yaygindir. Bu kelime Mogolcada da görünmektedir: Mo. takijan “piliç”. Bu kelime, tak“tavuk” ile dönüsümlü-aitlik eki –ijan’dan olusmustur. Korece tark kelimesinin Türkçeden Koreceye mi yoksa Koreceden Türkçeye mi geçmis oldugu belli degildir.

(10) Ko. satari “portatif merdiven”: Bu kelime “merdiven” anlamindaki Türkçe satu ile baglantilidir. Clauson (1972: 867) bu Türkçe kelimenin bi-linmeyen baska bir dilden ödünçleme oldugu ihtimalini ileri sürmüstür. Korecede satari kelimesinin yaninda ayni anlamda sataktari kelimesi vardir. Korece satari ve sataktari ayni köktendir. Bu iki kelime mukayese edilirse, satari’nin birden fazla morfemden olustugu belli olmaktadir. Bence satarikelimesi sata ve –ari olmak üzere iki morfemden meydana gelmistir. Burada –ari bir küçültme eki olup Korecede çok yaygin olarak kullanilmaktadir. satak kelimesi ise sata ile isimden isim yapma eki –ak’tan olusmustur. Isimyapma eki –ak Korecede çok yaygin bir ektir.

(11) Ko. kut “(samanizmde) kutluluk dilemek için yapilan dini merasim”: Bu ke-lime samanizm ile ilgili bir kelimedir ve Altay dillerinde yaygin bir sekilde kulla-nilmaktadir. Eski Türkçede “devlet, saadet, kutlama” anlaminda kut vardir.
eski Uygurcada, fiil yapma eki ile yapilan qutgur- “kut vermek, saadet vermek” ve kutad- “kutlu olmak” da vardir. Orta Türkçede “saadet, kutlama” anlaminda yay-gin olarak kullanilmistir. Mogolcada ise bu kelime iki heceli kutu seklinde olup “saadet; kutsal” anlamindadir. Mançucada ayni anlamda xuturi sekli vardir ve ayrica “kötü ruh” anlaminda xutu da kullanilmaktadir. Bu kelimenin nasil ödünçlenmis oldugunu belirlemek kolay degildir. Fakat, sekillere ve anlamlara bakilirsa, Türkçeden Koreceye ve diger dillere geçmisolmasi ihtimali büyüktür. Korecedeki anlami kutlulugu dilemek için saman merasimi düzenlemek olup bu, Türkçedeki anlamina göre ikincildir.

(12) Ko. tul “disi hayvan; yavru veya yumurta veremeyen disi”: Bu kelime yal-niz önek olarak kullanilmakta ve tek basina kullanilmamaktadir. Bu kelime Türkçe “dul kadin” anlamindaki tul kelimesinden ödünçlemedir: Uyg., MK, Çag. tul “dul”. Ramstedt (1935) bu Türkçe kelimeyi Mogolcanin Kalmuk lehçe-sine ait tulgu “yalniz, yetim” ile iliskilendirmistir.

(13) Ko. kor “maya, mayali yemeklerde görünen ve sertlesmis kalinti”: Korecede bu kelime tek basina kullanilmamakta, kormaçi (< *kor-maçi), korkaci (< *kor-kaci), kormaci (<*kor-maci) gibi kelimelerde görünmektedir. Bu kelimeye Orta Türkçede rastlanmaktadir: MK kor. Bugünkü Türk lehçelerinden Türkmence ve Kirgizcada kullanilmaktadir: Trkm. gor, Krg. kur.

(14) Ko. tuk “set, bent”: Bu kelime Eski ve Orta Türkçede tug “dam, cover, stopper” (Dankoff 1985:198) seklinde kullanilmistir. Bunun disinda tugla-(<*tug-la-), tugaq (<*tug-aq) gibi kelimeler de vardir. Türkçe tug kelimesi tu-fiiline isimden fiil yapma eki –g’nin eklenmesiyle yapilmis bir isimdir.

(15) Ko. tam “toprak ve taslarla yapilmis duvar”: Bu kelime Eski ve Orta Türkçede çok yaygin kullanilmistir: Orh., Uyg. tam id., MK tam id. Orta Türkçe Çagatayca ve Kumancada “çati” anlaminda, Osmanlicada ise “çati, bina, hapisha-ne” anlamindadir. Orta Türkçede bundan türemis fiil de vardir: MK tamula- “setve bent insa ederek suyu korumak”. Türkçe tam kelimesi, tuk ile beraber çok erken dönemde Türkçeden Koreceye geçmistir.
[Resim: Mhh7P.jpg]
(Bu Mesaj 01-08-2011 12:37 değiştirilmiştir. Değiştiren : jang gume.)
13-02-2008 1:41
 Tüm Mesajlarını Bul

hiraru  Dışarıda
♥TATW & ASOT♥
*
Member : 회원

Mesajlar: 9,739
Üyelik Tarihi: 13-02-2007
Rep Puanı: 737
Mesaj: #3RE: Eski Korece’de Türkçe Ödünç Kelimeler
bademd Yazilan

(16) tori “kahraman”: Bu kelime ilk defa eski Korece kaynaklardan Samgukyusa’da, ilk Kore devletlerinden biri olan Silla devletinin kurucularindan söz edilirken sobєltori seklinde geçmektedir. Sobєltori, sobєr ve toriolmak üzere iki kelimeden olusmustur. Sobєl “baskent” anlamindadir; sonra seul’e gelismistir. tori kelimesinin anlamina gelince, bu Mogolistan’in baskenti Ulan Bator’un adinda geçmektedir. Burada ulan bir sifat olup “kirmizi” anlamina gelir; bator ise Türkçe bagator ile aynidir. bagator asli olarak “kahraman” anlamina gelir ve Dogu Türkistan’da, Miran ve Tunhuang’da kesfedilen ve Runik yaziyla yazilmis Eski Uygurca bir metinde görülmekte-dir.Bu kelime baga ve tor seklinde iki kelimeden olusmustur. baga Türkçe baqa ile aynidir. Çünkü /q/ > /g/ ses olayi Türkçede nadir olsa da görülmektedir: Uyg., MK buqa, Çag. buga, Kum. boga. Eski Uygurca baqa “kara kurbaga”, Kipçakça ve Osmanlicada baga seklinde gelismistir. Bagator ünvani için kullanilan baga kelimesinin hayvan isminden olmasipek sasirtici degildir. Çünkü, Eski Türkçede hayvan isminden gelme ünvanlar çoktur: Baqa Tarqan, Boqa Kagan, Böri Kagan, Sonkor Kagan, vb. Bu gibi geleneklerin eski totemizm ile ilgili olmasi gerekir. Bagator’daki tor “general, kahraman” anlamindadir ve bagator “kara kurbaga general” anlami tasimaktadir. Ilginçtir ki bu isim Kore halkbiliminde çok güçlü bir hayvan olarak taninmistir. Eskiden Koreliler güçlü erkek çocuklara “kara kurbaga general gibi çocuk” diye hitap ederlerdi. Çocuk oyunlarinda da çocuklar oynarken “kara kurbaga bana yardim et!” diye bagirmaktadirlar. Gelenek olarak Kore’de tori “cesur erkek” anlaminda kullanilmistir. Öte yandan, tori kelimesinin son ünlüsü olan /i/ Korecede çok yaygin olan bir isimden isim yapma ekidir

(17) kakkan “Silla devletinin bir ünvani”: Eski Kore devletlerinden Kogurye’de “ulu hükümdar” anlaminda kaxan ünvani kullanilmistir (Lee B.D. 1985: 12). Bu, Silla ünvani kakkan ile aynidir. Bu Eski Türkçe ünvan qaqan ile de aynidir. Öte yandan Eski Korecede qan bir “hükümdar” ünvaninin yaninda bir de qa“yerel hükümdar” ünvani kullanilmistir. Bu, Türkçe qagan’in qa ve qan seklin-de iki ünvandan olustugunu göstermektedir. Mogolcada bu kelime qan (<*qan <*qān <*qa’an <*qagan <*qaqan) ol-mustur. Öte yandan, Ön-Türkçe Tabgaç (Topa) dili ve Eski Türkçede kulla-nilan qagan Altay dilleri disinda Farsça, Tibetçe, Ural dilleri ve Hint-Avrupa dillerine de geçmistir (Doerfer IV, 1161).

(18) Ko. kam “Silla devletinin bir ünvani”: Silla ünvanlarinda büyük kam, küçük kam, küçük kardes kam gibi ünvanlar kullanilmistir. Bu kelime samananlamindaki Türkçe kam kelimesiyle aynidir. (Ramstedt 1949: 90, Lee B.D. 1985: 610): Uyg. qam “sorcer”, MK qam id., Çag. qam “physician, healer, wise man” (Clauson 1972: 625).

Orta Türkçede kam kelimesi fiil yapma eki ile de kullanilmistir: kamla- “sifaci olarak çalismak”. Eski devirde samanlarin yalniz dini islerde bulunmayip politik islerde de faaliyet gösterdigini iyi biliyoruz. Kumancada kam “kadin saman” için kullanilmistir. Ramstedt’in (1951:51) bu Korece kelimeyi Çinceden ödünçleme olarak görmesi yanlistir. Yukarida erken dönemde Türkçeden Koreceye geçmis ödünç kelimelerden bazilari gösterilmistir. Bunun disinda Türkçeden gelmis daha pek çok ödünçleme mevcuttur. Tabii ki bazi kelimeler ne Türkçe, ne de Korecedir; kökü belli olmayanlar da bulunmaktadir.

Bunlarin ne zaman Koreceye geçtigi hakkinda kesin bir sey söylemek mümkün degildir, fakat bunlarin büyük kisminin tahminen Proto- veya Ön-Türkçe döneminde, digerlerinin ise Eski Türkçe döneminde olmasi ihtimali büyüktür. Bilindigi gibi ilk Kore devleti olan Kocoson ile Proto-Türkler olarak tahmin edilen Hyung-nu’lar arasinda oldukça siki münasebetler oldugu hakkinda kanitlar çoktur. Bunun yaninda Kocoson’dan sonraki Kore devletlerinden Puye ve Kogurye de Mançu bögesinde olup kuzey ve kuzey batisinda bulunan Ön veyaEski Türkler ile sürekli münasebetleri olmustur. Japon Türkologu Mori’nin Orhon abidelerinde sözü edilen “bökli” ile, bu Kore kavimlerinden bahsedilmekte oldugu seklindeki görüsü dogrudur. Gerçekten de Hyung-nu’lar ve Göktürkler, sirasiyla önce Kocoson ile, sonra ise Kogurye ile askeri müttefik halinde Çin’e karsi direnmis ve savasmislardir. MS 9. yüzyildan sonra Asya kitasinin kuzey-dogusunda Çin’in güçlü bir hakimiyet kurmasiyla Koreliler ve Türkler arasindaki münasebetler tamamen kopmustur.

Bu yazinin kaynagi bir doktora tezidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder